2000 Parçalık Koleksiyondan Müzeye: Erimtan Müzesi

2000 Parçalık Koleksiyondan Müzeye: Erimtan Müzesi
20 Aralık 2016 09:42

Mühendis bir koleksiyoncu ve bir sanatsever olan Yüksel Erimtan’ın arkeolojiye olan ilgisi oldukça fazlaydı ve şanslıyız ki bunun sonucunda yıllarca biriktirdiği eserler günün birinde bir müze olarak karşımıza çıktı…

Ankara Altındağ’da, kaleye çıkan yol üzerinde Koç Müzesi’nin hemen yanında olan Erimtan Müzesi, kültürel mirasımızın korunması ve tanıtılması amacıyla kurulmuş, oldukça zengin bir koleksiyona sahip bir müze olmasıyla dikkatleri üzerine çekmekte.

Bu müzedeki koleksiyonda, neredeyse tamamı Anadolu kökenli, yaklaşık 2000 eser bulunmakta. Hititler’den Bizans Dönemine kadar çeşitli eserlerin yanı sıra, ağırlıklı olarak Roma Dönemi’ne tarihlenen bu eserler grubunda; cam eserler, yüzük taşları ve sikkeler, çanak çömlekler, bronz eserler, takılar ve az sayıda da olsa çivi yazılı tabletler ve mühürler, Bizans Dönemi’ne ait eşyalar sayılabilir.

Koleksiyonun en ilginç eser gruplarından birini oluşturan mühür taşları, taş oymacılığı sanatının en güzel örneklerini yansıtmakta. Koleksiyondaki mühür taşlarının çoğu Roma dönemine ait ve Anadolu kökenli olmakla beraber üzerlerinde bulunan imparator, tanrı, tanrıça figürleri ve tasvir edilen çeşitli mitolojik hikayeler bize geniş bir anlatım zenginliği ve görselliği sunmakta. Koleksiyonunun büyük bölümünü oluşturan cam eserler ise Anadolu Roma hakimiyeti altındayken üretilmiş olan eşyalar olarak karşımıza çıkmakta. Roma dönemi mezarlarına, hediye olarak konulması yaygın bir gelenek olan küçük boyutlu koku kapları ya da parfüm şişeleri (unguentarium) yine arkeoloji meraklılarının çok ilgisini çekecek.

Roma dönemi’nin günlük hayatını ve özellikle sofra kültürünü bizlere gösteren seramik grubu ise zengin bir form ve dönem çeşitliliğine sahip. Sergilemede eser grubunun özelliğine göre bir düzen oluşturulmuş. Örneğin Roma dönemine ait seramikler, günlük yaşam içindeki yerleri ve özellikle mutfak, yemek, ziyafet gibi temalar bağlamında sergilenmekte.

Hem mimarisi hem de sergi sistemi ile göze oldukça hoş ve şık görünen müzenin sessiz ve sakin bistrosunda, Ankara manzarası eşliğinde, bir kahve içmek de insana apayrı bir huzur veriyor.

Bütün bunların yanında mütevazı de olsa bir etkinlik takvimleri olması her yaş grubuna hitap etmektedir. Arkeoloji söyleşileri, yazın açık hava konserleri, kışın da kapalı olarak düzenlenen konserler arasında Fazıl Say’ın da aralarında bulunduğu değerli sanatçılar konser vermekte ayrıca çocuklar için kurulan atölyeler ile çocuklara arkeolojiyi sevdirmek amaçlanmıştır.

Eğer Ankara Kalesi’ne yolunuz düşerse, tarihe, sanata ve arkeolojiye ilginiz varsa bu müzeye mutlaka gitmenizi tavsiye ederim.

Sinem Ayabak

Sinem Ayabak

Gerçek bilgelik kaygı ile düşünmektir, her talihsizliği hesap etmek; ama bir kere eyleme geçtikten sonra da cesur olmaktır 🤓

Bir Yorum Yazın