Nostalji Kokan Mekan: Tarihi Pirinç Han

Nostalji Kokan Mekan: Tarihi Pirinç Han
9 Aralık 2016 13:28

Antik ve otantik mekânları bulmak oldukça zor ve maalesef ki bu mekanlar Ankara’ da bir elin parmağını geçmiyor. Bunlardan biri de Ankara tarihinin yaşandığı güzide yer Pirinç Han. İçindeki alaturka şeyleri görerek nostalji deryasında kendinizi kaybetmemeniz içten değildir. İçerisinde birçok sahaf, antikacıların bulunduğu bu tarihi han da eski gazete ve dergi mecmualarından gramofonlara hediyelik eşyalara kadar birçok şeyi bulmak mümkün.

Tarihine baktığımızda; Ankara Kale’sinin surları altında, koyun pazarı mevkii pirinç sokak’ta bulunan, Ankara’nın ilk ahşap hani olan nam-i diğer antikacılar mabedi dönemin padişahı tarafından 18.yy. küçük kervanların, soygunculardan korunması ve konaklayabilmesi amacıyla üç kat halinde inşa edilmiş ve kale kapısı kapandığında içeri alınmayan, dışarıda kalan grupların konaklamaları düşüncesi de göz önünde tutularak yapılmış. İstiklal harbi’nin başlamasıyla birlikte, 1921 yılında ön karakol haline getirilmiş ve müfreze komutanlığı olarak 1942 yılına kadar hizmet vermiş. 1942’den sonra ise eski asil görevini icra etmeye başlayan han, yöre halkına konaklama ve barınma imkânı sağlamış. 1985 yılında ise Ahmet Ferhan Cebeci tarafından restore edilmiştir. Günümüz Pirinç Hanı’nda gramofonlara kırkbeşliklere ve çeşitli otantik nesnelere rastlarken anlıyoruz ki bu tarihi hanın her tarafından yaşanmışlık akmakta.

Kapısından girerken gerçek dünya dışarıda kalıyor. Küçük, tahta merdivenler; tablolarla ve siyah beyaz resimlerle süslü duvarlar. Gümüşçüler, gramofoncular, resim atölyeleri, bez bebek satan bir dükkân, antikacılar… Her bir dükkânın tozlu her bir eşyanın kendine ait bir anısı olduğunu anlıyorsunuz. Hana ilk girdiğinizde kendini belli eden ve hoş bir hava katan bir duvarla karşılaşıyorsunuz. Faruk Nafiz Çamlıbel’in “Han Duvarları” şiirinin yazılı olduğu duvarı görünce ‘’Sen en muhteşem detaysın’’ diyeceksiniz 🙂

Diğer muhteşem bir detay da Türkiye’deki iki gramofon ustasından bir olan Kadir usta’nın dükkanı da buradadır. Handa bütün esnafların insan canlılığı ve samimiyetini görmemek elde değil. Buraya geldiğinizde bol bol resim çekinmeli, gramofonlardaki çıtır seslere kulak vermelisiniz. Eski Ankara ‘nın kalbi olan bu mekanı Eski Ankara gezinize mutlaka eklemeli ve avluda bulunan kafelerde meşhur gözlemelerini tatmadan geri dönmemelisiniz.

Bir nevi huzur merkezi olan bu güzel han için şimdiden İyi Gezmeler!

Şeyda Öztürk

Şeyda Öztürk

Sokakları denize çıkana kadar seviyorsun, başta soğuk geliyor ama yaşayınca alışıyorsun o yüzden: LA ANKARA'ya HOŞGELDİN! Ha bir de '' Unicornları sevin'' 💕🦄🦄

Bir Yorum Yazın